‘ANAYASAYA BAĞLI KALACAĞIMA’

Gezi parkı davasından tutuklu bulunan Can Atalay 14 Mayıs seçimlerinde Hatay milletvekili seçildi.

Aynı zamanda Soma, Ermenek, Çorlu, Hendek, Aladağ davalarının avukatı.

Seçilme garantisi olan yerini hukuksuz yargılanmasının önüne geçmek için,

Can Atalay’a veren Barış Atay milletvekili değil.

Can Atalay’ı içeriden çıkarmak için Barış kendini feda etti. 

Barış Atay etkili bir siyasetçiydi, kalsaydı keşke.

‘Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı’ ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle,

yaptığı bireysel başvuruda, AYM ‘ihlal kararı’ verdi.

Bu karadan sonra yargıda Can Atalay gerilimi patlak verdi.

Yargıtay bu kararı tanımadığı gibi, bu kararı alan üyeler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Adalet Bakanlığı’na bağlı Yargıtay, bağımsız Anayasa Mahkemesi’ne kafa tutuyor.

Hatay Milletvekili Can Atalay 20 gündür Anayasa'ya aykırı olarak tahliye edilmiyor.

Seçilmiş milletvekilini hapiste çürütmenin, halkın iradesini yok saymanın bedeli ağır olmalı.

Bu fakir görevde iken Trump’ın tehdidi ile Rahip Brunson cezaevinden çıkar ama Can Atalay çıkamaz.

Muhtemelen bu konuyu uzatabilecekleri kadar uzatacaklar ama bu işin sonu kötü olur.

Herkes kendi hukukunu kendi yaratmasına kadar gider.

Nasıl bir adammış ki, Can Atalay'ı çıkarmamak için ülkeyi ateşe atmayı bile göze aldılar.

Vatandaşı olmasak hakikaten eğlenceli bir ülkedeyiz.

Anayasaya rağmen ısrarla hapiste tutuluyor olması cidden çok ilginç.

Üstelik şu anda TBMM insan hakları komisyonu üyesi.

Resmen devlet eliyle ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçu işleniyor. 

Bakın, bu iş Can Atalay mevzusunu filan aşmış durumda.

Hangi görüşten olursanız olun, hangi siyasi partiyi desteklerseniz destekleyin,

mevcut durum her vatandaşının Anayasal güvencesini ortadan kaldırmaya teşebbüstür.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘Meclis'e yönelik darbe yapıldığını' söyledi.

‘Yargıtay eliyle Anayasayı hiçe sayma, Anayasaya direnme, Anayasal düzeni ortadan kaldırma ve doğrudan bir kalkışma girişimidir’ dedi.

Yüksek yargı mercileri arasındaki çatışma görüntüsü, adalet duygusu için endişe vericidir.

Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu hakim kılmaya çalışıyorlar.

Bu gidişle millet de Anayasa profesörü olacak.

Artı bundan sonra futbol konuşulmayacak, Anayasayı konuşacağız.

Nasıl ki tütünü kendimiz sarmaya başladık veya içkimizi kendimiz yapmaya başladık, Anayasayı da kendimiz yazarız artık.

Hayatımızda bir günden bir güne açıp okuduğumuz yok ama Anayasayı tartışa tartışa hatmederiz.

Yargıtay, Anayasa mahkemesinin verdiği Can Atalay kararını tanımadı.

Anayasa mahkemesinin kararı resmi gazetede yayımlandı.

Anayasa mahkemesin kararı doğrudur yanlıştır asıl sorun bu değil.

Asıl sorun bir kararı tartıştırıp koca kurumu ve Anayasayı rafa kaldırmaktır.

‘Anayasaya bağlı kalacağıma’ diye Anayasa üzerine yemin et, sonra da gel o Anayasayı tanıma.

Can Atalay’a gelince sana ne kardeşim solmuş, hakmış, adaletmiş, emekmiş, ezilenin yanında durup hakkını aramakmış.

Malum partiye transfer ol.

Sen de teşvik al, malikane al, 30 milyonluk arabalara filan  bin!

Kendini milliyetçi, dinci sananlarla beraber önüne gelene vatan haini de, terörist de, solculara saldır.

Araya da yerli milli, vatan, bayrak, ezan, Allah inancımızı maneviyatımızı serpiştir.

Bey gibi yaşa git!

Anayasa gücünü milletten alır ve millette anayasayı korumakla mükelleftir.

Anayasa mahkemesinin asli görevi vatandaşı devletten korumaktır.

Anayasa mahkemesi bireyin devletle olan problemlerinde bireysel başvuru hakkıyla bireyin haklarını devlete karşı korur

Can Atalay davası işte tam da budur!

Türkiye Cumhuriyeti’nde yetkisi ne olursa olsun herkes Anayasaya uymak zorundadır!

Yargıtay üyelerinin Anayasanın açık hükmünü neden uygulamadıkları belli oldu.

Devlet Bahçeli bir zamanlar kapatılsın diye bağırıyordu.

Anayasa mahkemesinin kapısına kilit vurma planlarının bir parçası olabilir.

Bence bu kriz bilerek çıkarıldı.

Tayyip Erdoğan bu krizi çözmenin yeni anayasa yapmaktan geçtiğini söylüyor.

Yasamada, yürütmede, yargıda onun, kimin terörist olduğuna o karar verir.

Bu yargı rezaletine bir günde gelinmedi.

Bu bir birikimin sonucudur.

Sen mühürsüz oylara itiraz etmezsen, iki defa adaylık gibi açık bir kuralın ihlal edilmesine tepki vermezsen,

bir gün gelir işte böyle milletvekilini siyasi rehine olarak almalarına şahit olursun.

Yüksek Seçim Kurulu eğer serbest bırakılmayacaksa adaylık başvurusunu reddetmeliydi.

Bence bu konuda iktidarın kafası çok karışık.

Yasa şu şekilde olsa hiçbir sorun kalmayacaktı ‘mahpusta yatan bir vatandaş milletvekili adayı olamaz!’

Kanunda kimlerin milletvekili adayı olamayacağı bellidir.

Milletvekili aday listeleri Yüksek Seçim Kuruluna ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.

Hiç kimse Can Atalay’ın milletvekilliğine itiraz etmemiş.

Anayasal bir ihlal varsa bu ihlali yapan YSK ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığıdır.

Can Atalay mevcut yasalar çerçevesinde aday yapılmamalıydı.

Adam seçildikten sonra mı aklınıza geldi?

Şu anda tek adam rejimi tarafından esir alınmış bir siyasi konumunda.

Sırrı Süreyya Önder yakın zamanda çözüm süreci ve Kobane ile ilgili yargılanıyordu,

ve AKP’lilere bu davanın ucu size de dokunur diyerek tehdit etmişti.
Sonuç itibariyle bir kaç gün önce o’ nun davası durduruldu.

Son yaşanan Yargıtay ve AYM arasındaki krizin ardından,

Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar gösteriyor ki bu kriz tamamen iktidarın,

ileride yapmaya planladığı Anayasa değişikliğine zemin hazırlamak,

ve halk tarafından içselleştirmesini sağlamak için çıkarılmış tamamen yapay bir krizden başka bir şey değildir.

Milletvekili seçilirse nasılsa içeriden çıkarırız diye düşünülüp aday yapılıyor,

adam aday oluyor, seçiliyor ve ortaya mevcut hukuk düzeninde devasa bir skandal çıkıyor.

Can Atalay Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuyla cezaevinde yatarken,

Anayasal düzeni ortadan kaldıran milletvekili olarak tarihe geçecektir.

Velhasıl ülkenin durumu hiç de iç açıcı değil.

Ünlü anarşist Bakunin’in 1876’da söylediği bir sözüyle bitireyim yazımı,

‘Hukuk iktidarların fahişesidir’

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!

Kemal ÖZCAN-15.11.2023

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Kemal Özcan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Haber Milas Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Milas hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Milas editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Milas değil haberi geçen ajanstır.



Anket Türk Kahvenizi nasıl içersiniz?
Tüm anketler